SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-CİHAD

<< 2806 >>

DEVAM: 18- SİLAH BABI

 

حدّثنا عِيسَى بْنُ سَوَّارٍ. ثنا سًفْيَانُ بْنُ عًيَيْنَةَ، عَنْ يَزِيْدَ بْنِ خَصِيِفَةَ، عَنِ السَّائِبِ ابْنِ يَزِيدَ إِن شَاءَ اللهُ تَعَالَى؛ أَنَّ الْنَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم، يَوْمِ أُحُدٍ، أَخَذَ دِرْعَيْن، كَأَنَّهُ ظَاهَرَ بَيْنَهُمَا.

 

في الزوائد: إسناده صحيح عَلَى شرط البخاريّ.

 

Sâib bin Yezîd (r.a.)'den şöyle demiştir: İnşâallah Tealâ, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Uhud (savaşı) günü iki zırh (elbise) almış, bana öyle geiiyor ki bunları üst üste giymiştir.

 

Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bu hadisin isnadı Buharl'nin şartı üzerine sahihtir.

 

 

AÇIKLAMA:     Enes (r.a.)'ın hadisi Kütüb-i Sitte'nin hepsinde rivayet edilmiştir. Sindi bu hadisin şerhinde: Diğer bir rivayete göre: "Peygamber (s.a.v.), fetih günü başında siyah bir sarık olduğu halde Mekke'ye girmiştir." Bu iki hadis arasında bir çelişki yoktur. Çünkü miğferin sank altında veya üstünde olmuş olması veya Mekke' ye girdiğinde başında miğfer bulunup, sonra miğferi çıkarıp siyah sarık giymiş olması muhtemeldir, demiştir.

Saib (r.a.)'ın hadisinin bir benzerini Ebu Davud rivayet etmiştir. Ebu Davud' un rivayetine göre Saib bu hadisi, ismini açıkladığı bir başka sahabiden rivayet etmiştir. Bu hadiste geçen "Zahere" fiili "Müzaharat" masdarından alınmadır. Müzaharatın asıl manası yardımlaşma ve dayanışmadır. Burada ise iki zırhlı elbisenin üst üste giyilmesi anlamı kasdediImiştir. Çünkü üst üste giyilen iki zırhlı elbise, sanki biribiriyle yardımlaşır ve aralarında bir dayanışma vardır.

 

El-Kari, bu hadisle ilgili olarak: Bu hadis, savaş araç ve gereçleri konusunda azami tedbir almanın caizliğine ve meşruluğuna işaret eder ve bu gibi tedbirleri almanın mukadderata tevekkül etmeye ve kadere teslim olmaya ters düşmediğine delalet eder. demiştir. Zaten Allah Teala  .... ayetinde kafirlere karşı gücümüzün yettiği kuvveti hazırlamamızı emreder. Ayette geçen kuvvet kelimesini Resul-i Ekrem (s.a.v.): ''Bilmiş olunuz ki kuvvet, ok atmaktır'' demekle kuvveti ok atmakla tefsiretmiş ise de, Tuhfe yazarının dediği gibi bu tefsir, kuvvetin o gün için en önemli olan nevini belirtmek mahiyetindedir. Düşmanla savaşmak için günün şartlarının gerektirdiği her nevi araç ve gereçler kuvvet kelimesinin kapsamı içindedir. Zırh, miğfer ve benzeri şeyler de bu kelimenin şümulüne dahildir.

 

Mahir: Bundan bin dört yüz yıl önce biri rüyasında füze ve roketleri görseydi; herhalde ''büyük ok'' yada ''ateşli büyük ok derdi. Bu gün bu silahlara mızrak yada cirit isimleri veriliyor. İlginç olan ülkelerin korkutuculuğunu nükleer füzeleri temsil ediyor. Ve araştırma imkanım olmadı ama, bunlardan biri kaybolunca 'kırık ok' diyorlar.

 

Saib (r.a.), sahabi oğlu sahabidir. Bu sahabi yedi yaşında iken babasıyla beraber veda haccında bulunmuştur. Bu itibarla bu zat Uhud savaşı vuku bulduğunda henüz doğmamıştı veya yeni doğmuştu. Bu nedenle Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in Uhud savaşında iki zırhlı elbiseyi üst üste giymiş olmasını başka sahabiden duymuştur. Ebu Davud'un rivayeti de bu yoldadır. Müellifimizin rivayetinde bulunan "İnşailah teala" ifadesi bu maksadla ve ihtiyat amacıyla kullanılmış olabilir. Çünkü Saib (r.a.) Uhud savaşına katılıp bu durumu görmüş değildir.