DEVAM: 18- SİLAH BABI
حدّثنا
عِيسَى بْنُ
سَوَّارٍ. ثنا
سًفْيَانُ
بْنُ
عًيَيْنَةَ،
عَنْ
يَزِيْدَ
بْنِ خَصِيِفَةَ،
عَنِ
السَّائِبِ
ابْنِ
يَزِيدَ إِن
شَاءَ اللهُ
تَعَالَى؛
أَنَّ
الْنَّبِيِّ
صلى الله عليه
وسلم، يَوْمِ
أُحُدٍ،
أَخَذَ
دِرْعَيْن،
كَأَنَّهُ
ظَاهَرَ
بَيْنَهُمَا.
في الزوائد:
إسناده صحيح
عَلَى شرط
البخاريّ.
Sâib bin Yezîd
(r.a.)'den şöyle demiştir: İnşâallah Tealâ, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Uhud (savaşı) günü iki zırh (elbise) almış, bana öyle geiiyor ki bunları üst
üste giymiştir.
Not: Zevaid'de
şöyle denilmiştir: Bu hadisin isnadı Buharl'nin şartı üzerine sahihtir.
AÇIKLAMA: Enes (r.a.)'ın hadisi Kütüb-i Sitte'nin hepsinde rivayet edilmiştir.
Sindi bu hadisin şerhinde: Diğer bir rivayete göre: "Peygamber (s.a.v.),
fetih günü başında siyah bir sarık olduğu halde Mekke'ye girmiştir." Bu
iki hadis arasında bir çelişki yoktur. Çünkü miğferin sank altında veya üstünde
olmuş olması veya Mekke' ye girdiğinde başında miğfer bulunup, sonra miğferi
çıkarıp siyah sarık giymiş olması muhtemeldir, demiştir.
Saib (r.a.)'ın
hadisinin bir benzerini Ebu Davud rivayet etmiştir. Ebu Davud' un rivayetine
göre Saib bu hadisi, ismini açıkladığı bir başka sahabiden rivayet etmiştir. Bu
hadiste geçen "Zahere" fiili "Müzaharat" masdarından
alınmadır. Müzaharatın asıl manası yardımlaşma ve dayanışmadır. Burada ise iki
zırhlı elbisenin üst üste giyilmesi anlamı kasdediImiştir. Çünkü üst üste
giyilen iki zırhlı elbise, sanki biribiriyle yardımlaşır ve aralarında bir
dayanışma vardır.
El-Kari, bu
hadisle ilgili olarak: Bu hadis, savaş araç ve gereçleri konusunda azami tedbir
almanın caizliğine ve meşruluğuna işaret eder ve bu gibi tedbirleri almanın
mukadderata tevekkül etmeye ve kadere teslim olmaya ters düşmediğine delalet
eder. demiştir. Zaten Allah Teala ....
ayetinde kafirlere karşı gücümüzün yettiği kuvveti hazırlamamızı emreder.
Ayette geçen kuvvet kelimesini Resul-i Ekrem (s.a.v.): ''Bilmiş olunuz ki kuvvet,
ok atmaktır'' demekle kuvveti ok atmakla tefsiretmiş ise de, Tuhfe yazarının
dediği gibi bu tefsir, kuvvetin o gün için en önemli olan nevini belirtmek
mahiyetindedir. Düşmanla savaşmak için günün şartlarının gerektirdiği her nevi
araç ve gereçler kuvvet kelimesinin kapsamı içindedir. Zırh, miğfer ve benzeri
şeyler de bu kelimenin şümulüne dahildir.
Mahir: Bundan
bin dört yüz yıl önce biri rüyasında füze ve roketleri görseydi; herhalde
''büyük ok'' yada ''ateşli büyük ok derdi. Bu gün bu silahlara mızrak yada
cirit isimleri veriliyor. İlginç olan ülkelerin korkutuculuğunu nükleer
füzeleri temsil ediyor. Ve araştırma imkanım olmadı ama, bunlardan biri
kaybolunca 'kırık ok' diyorlar.
Saib (r.a.),
sahabi oğlu sahabidir. Bu sahabi yedi yaşında iken babasıyla beraber veda
haccında bulunmuştur. Bu itibarla bu zat Uhud savaşı vuku bulduğunda henüz
doğmamıştı veya yeni doğmuştu. Bu nedenle Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in Uhud
savaşında iki zırhlı elbiseyi üst üste giymiş olmasını başka sahabiden
duymuştur. Ebu Davud'un rivayeti de bu yoldadır. Müellifimizin rivayetinde
bulunan "İnşailah teala" ifadesi bu maksadla ve ihtiyat amacıyla
kullanılmış olabilir. Çünkü Saib (r.a.) Uhud savaşına katılıp bu durumu görmüş
değildir.